3 Ekim 2012 Çarşamba

Fifty Shades of Grey


Aldım, okuyorum da...Bir yandan kitap hakkında yapılan bazı yorumlara acayip sinir oluyorum. Yok edebi yanı yokmuş, yok sanatsal derinliği yokmuş, çok kalıp ve basit cümleler kullanılmış.
Ya zaten kitabın arkasında 'erotik romans' yazıyor, ne bekliyor ki insanlar?
Nasıl ki chick-lit'ler, VC Andrews romanları da sadece kafa dağıtmak için ya da heyecanlı bir film izler gibi hissetmek için okunuyor, bu kitap da sapkın bir aşkı bol bol erotik/pornografik sahnelerle anlatan, bir kere okunup bir süre sonra adının bile hatırlanmayacağı bir kitap işte. Bir Nabokov'un Lolita'sını beklemesin kimse yani.

Ayrıca aklıma takılan bir nokta da, hadi Avrupa ve Amerika'da kadınların kitabı ne kadar beğendiklerini açıkca dile getirmelerini anlıyorum da, Türkiye'deki kadınların cinselliğin bu kadar açık anlatıldığı bir kitabı ne kadar beğendiklerini böyle rahat söyleyebilmelerine ben şaşırdım biraz.
Yanlış anlaşılma olmasın, bu kadar bastırılmış bir ülkede kadınların bu kitabı bayılarak okumasına hiç şaşırmadım. Ama herkesin namuslu takıldığı, evlenmeden önce olmaz kafalarının hala prim yaptığı, kadın sohbetlerinde bile herkesin konu cinselliğe gelince kendini çok saf göstermeye çalıştığı bir ülkede bu kitabın yorgan altında, ya da kapağının gizlenerek okunacağını düşünüyordum, yanılmışım..
Bu aralar birçok kadın kitabı okuduğunu, çok keyif aldığını yargılanma kaygısı duymadan gayet rahat dile getiriyor, kitabın neden hoşuna gittiğini açıkca konuşabiliyor. Belki de kafalar benim sandığımdan daha hızlı açılıyor, umarım öyledir.

5 yorum:

  1. kitap sonundaki yorumlarını merak ediyorum.

    YanıtlaSil
  2. Filmi cikar yakinda :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. evet boşver, okumak düşünmeyi öldürüyor zaten...:)

      Sil
  3. kitap Ingiltere'de tutulmadi..zor begenen bir sanat anlayisi oldugu icin degil bu defa, cok tutucu bir toplum oldugu icin..bence..

    YanıtlaSil
  4. hadi ya şaşırdım buna..bizden de mi tutucu ki?

    YanıtlaSil