21 Temmuz 2012 Cumartesi

Are they too comfortable or are we out of our minds?

Dün bir arkadaşımla konuşurken şunu tekrar farkettik ki, bazı insanlar gerçekten çok umarsız, rahat, hatta biraz da bencilce yaşıyor insan ilişkilerinde.
Bizse tam tersi pimpirik, heyecanlı, 'aman ayıp olmasın' lı yaşıyoruz sürekli. Birisi bizden bir haber mi bekliyor, aman hemen verelim. Üç dört kişilik bir kadın sohbetinde laf mı tükendi, aman muhabbeti canlı tutalım, hemen yeni bir topic bulmaya çalışalım; önümüzdeki kadın dolmuşta mısır yiyor, biz ağzımızdaki sakızdan acaba oruçlulara ayıp olur mu diye düşünüyoruz. Yok ona şunu dersem bozulur mu, yok buna bunu ne şekilde desem de ayıp olmasa..
Sonra da n'oluyor, birileri gayet umursamaz gayet rahat ağzına geleni söyleyebiliyor, 'ben sana üç saat sonra bildiririm yarın ne yapacağımızı' diyebiliyor, susuyor, kahvesinden yudumluyor, duraklayan muhabbeti açmaya uğraşmıyor bile, nasılsa karşısındaki herşeyi kendi sorumluluğunda zannedip bu görevi onun için üstlenecek.
Bizim için çok yorucu, karşı taraf için ise çok rahatlatıcı, fazla ince düşünmek zorunda kalmayacağı insan ilişkileri çıkıyor böylelikle ortaya. Peki niye böyle yapıyoruz? Karakter, aile bilmiyorum. Psikolojik bir irdelemeye girilirse kesin bir sürü şey çıkar altından ama bu durumun en fena tarafı da, kendimize bizim davrandığımız gibi davranılmadığında bozuluyoruz bir de.. Ben en basit şeye bu kadar kafa yorup doğru davranmaya çalışırken karşımdaki nasıl olur da düşünmez bunları diye.
Ha buradan, kime neye göre doğru deyip bambaşka bir kendi kendime tartışma konusu da açabilirim ama yoruldum sabah sabah, hadi yetti bu kadar iç hesaplaşma, sevgiler.

1 yorum: